Demirci Köyü 70’li yıllarda 500 nüfuslu küçük bir yerleşimken bugün yaklaşık 20 bin kişi yaşıyor. Köy 1989 yılında belediyeler kanunu ile mahalle olmuş.
Bir Köy İle Bir Bayramlar Hikayesi, Kemal Çavuşoğlu
“Antroposen Çağ”
Aslında duymaya pek de alışık olmadığımız bu tanımlama hepimizin bildiği bir sürecin sonucunda başımıza gelenin adı. İnsan faaliyetlerinden etkilenerek değişime uğrayan yerkürenin endüstri çağıyla birlikte geri dönüşsüz bir iklim krizini yaşamakta olduğunu çevresini gözlemeyi ve yaşadıklarını anlamlandırmayı bilen herkes az çok biliyor.
Bu çağa gelirken kapitalist üretim biçiminin sonucu ortaya çıkan kentleşme, doğanın bitmeyecek bir kaynakmış gibi talan edilmesi, tükenmez sanılan kaynakların çıkarılması için toprağın altının üstüne getirilmesi, tarım alanlarının betonlaşması, atmosfere salınan kirleticiler yerküreyi iklim krizine kadar taşıdı.
Fabrikalar, fabrikaların yanı başında büyüyen kentler, ketler büyürken tarım alanlarını yutan binalar, çağımızın en büyük doğa kıyımlarından birine sebep olmakta.
“Atmosferdeki karbondioksit, metan gibi sera gazlarının miktarını arttıracak faaliyetlerin yer aldığı kentler aynı zamanda doğal arazi örtüsü ve kullanımında yarattıkları değişimler nedeniyle de iklim değişikliğini etkilemektedir.
Kentleşmenin ve kentsel nüfus artışının olumsuz etkileri, iklim değişikliğini hızlandırmakta ve küresel döngülerin bozulmasına neden olmaktadır.” (Grimm ve diğerleri, 2008) (1)
Bursa’nın sanayileşmeyle birlikte tarım alanlarını hızla yitirmesi atmosfere salınan kirliliği bir parça olsun süzebilecek doğal dokuyu da ortadan kaldırmıştır. 1995’ten başlayarak büyük bir kayba uğrayan tarım ve orman arazileri Bursa Ovası’nda yapılaşmaya izin veren kent planlarıyla birlikte bugüne kadar gelir.
“Bir yandan kentin arazi kullanımındaki değişim ile artan fosil yakıt tüketimi, sera gazı salımlarını çoğaltırken; diğer yandan tarım ve orman alanları gibi kentin çevresindeki önemli yutak alanlar (arazi örtüsü) yapılaşarak azalmıştır. Bu iki yönlü değişim, yerel iklimi etkilemiş ve ölçülen sıcaklıklarda artma eğilimi gözlenmiştir.
Kentin çevresindeki orman ve tarım alanları yaşanan kentsel büyüme sürecinden ciddi biçimde etkilenmiştir. Bursa Kenti’nin ovaya yayılarak büyümesi, çevresindeki arazi örtüsünde önemli bir değişime yol açmıştır. Sanayi ve konut alanları ile ulaşım ağının gelişmesi, dolayısıyla kentin artan enerji talebi fosil yakıt kullanımını arttırmıştır. Bu arazi örtüsü değişimine bağlı olarak aylık minimum sıcaklıklarda 1,36ºC artış meydana gelmiştir.
Bununla birlikte artan nüfus ve kapitalist üretim nedeniyle gelişen sanayileşme yine tarım alanlarının sanayi alanlarına dönüşmesine neden olmaktadır.” (2)
Bu durum iklim kirizine etki eden bir faktör olarak küresel problemin bir parçası olurken yerel bazda insanların sağlıksız bir ömür sürmesine ve hastalıklara yakalanmasına yol açmaktadır. Marmara Üniversitesinden Beyza Sarıkoç Yıldırım’ın yüksek lisans tezinde belirttiği gibi:
“Aşırı sıcaklar ve şiddetli yağışların sonucunda oluşan sel baskınları gibi iklim değişikliğinin neden olduğu hava olayları, hastalıkların ve ölüm oranlarının artmasına neden olmaktadır.’’(3)
Size anlatacağım hikaye Orhan Gazi’nin kardeşi Alaaddin Bey’in vakıf köylerinden biri olan ve Osmanlı döneminde Rum kökenlilerin de yaşadığı Demirci köy hakkında. 1987 yılında mahalle statüsüne geçen bu köyde tanıştığım Bayramlar ailesi uzun süredir izlediğim ve hikayelerine fotoğraflarımla tanık olduğum dostlarım.
Size de tanıştırmak isterim.
-
https://jag.journalagent.com/planlama/pdfs/PLAN-38039-RESEARCH_ARTICLE-GORER_TAMER.pdf
-
Bursa Örneğinde Kentsel Büyümenin Yerel İklim Değişikliği Üzerine Etkisi
Mortaza Moradi, Nilgün Görer Tamer Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Ankara, 2017
-
Beyza Sarıkoç Yıldırım,Yerel İklim Değişikliği Politikalarında Kentsel İklim Adaleti, Yüksek Lisans Tezi, 2018