İçeriğe geç →

Kapı Komşum Tosbağa, Kamile Kurt

Kış uykusundan yeni uyanmış tosbağa komşum güneşe çıkıyor.

 

Kapı Komşum Tosbağa, Kamile Kurt

 

Son yıllarda gözlenen kentsel yapılaşma ve endüstriyel gelişme nedeniyle birçok yaban canlısı doğal yaşam ortamlarından kopuyor, yüksek binalar arasında sıkışan küçük alanlarda hayata tutunmaya çalışıyor. Bazıları yollarda ezilerek can verirken bazıları yedikleri çöplerden, plastiklerden ya da yangınlardan dolayı ölebiliyor.

Doğal alanları tahrip ederek daha sıcak ve istikrarsız bir iklim yarattığımız gezegenimizde, sadece insan türünün değil yaban hayvanlarının da hayatlarını riske atıyoruz.

İki yılda bir hazırlanan ve dünyanın mevcut durumunu özetleyen Yaşayan Gezegen Raporu, “1970-2012 yılları arasında omurgalı canlı popülasyonlarında (memeliler, balıklar, kuşlar, iki yaşamlılar, sürüngenler) ortalama yüzde 58’lik genel bir düşüş olduğunu ortaya koyuyor.” (1)

Wikipedia Türkçe yeryüzünde hala yaşamakta olan en eski canlı türü olan kaplumbağaları şöyle tanımlıyor:

Kaplumbağa (ya da tosbağa), Testudines takımını oluşturan çok sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşayan, ağır yürüyüşlü, dört ayaklı, sürüngenler için kullanılan terim.

Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur. Kaplumbağalar, öteki sürüngenlerle birlikte Mezozoik'in ilk dönemi olan Trias Çağı'nda ortaya çıktılar. 200 milyon yıldan beri kaplumbağaların vücut yapıları önemli hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Kaplumbağalar, dünyada soyu henüz tükenmemiş en eski hayvanlardandır.

Açlığa pek dayanıklıdırlar. Çok uzun ömürlüdürler. Yüz, yüz elli yıl kadar yaşarlar.

Kaplumbağalar çeşitlerine ve yaşadıkları iklim kuşağına göre kış uykusuna yatarlar. (2)

İnsan türünden çok daha önce bu gezegende yaşamaya başlayan kaplumbağalar “200 milyon yıldır dünyadalar, ancak bilinen 356 türün % 61’inin nesli ya çoktan tükenmiş ya da tükenme tehlikesi altında.” (3)

Hacettepe Üniversitesi Biyoloji ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans tezi hazırlayan Gönül Arslan “Kapadokya Bölgesi Kara Kaplumbağası Üzerine Biyo-Ekolojik Çalışmalar” başlıklı doktora çalışmasında, “Tosbağaların yaşamını tehdit eden faktörler arasında kentleşme ve tarımsal aktivitelerin neden olduğu habitat kaybı, yasal ve yasal olmayan ticaretleri, besin amaçlı avlanmaları sayılabilir. Türün dünya çapında dağılım gösterdiği bütün alanlarda popülasyon yoğunluğunun azaldığı kaydedilmiştir.” (4) diyor.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na göre de kaplumbağalar birinci derecede tehlike altındadır. “Küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak için harekete geçmezsek felakete doğru gitgide daha hızlı yol alacağız. Kara ve tatlı su kaplumbağalarının yaklaşık % 50’si IUCN’in Kırmızı Listesi’nde tehlike altında olarak sınıflandırılıyor.” (5)

Tosbağalar yedikleri meyve tohumlarını yayarlar ve canlılara ev sahipliği yaparlar. Enerjinin ekosistemler arasında yeniden dağıtımını sağlarlar. Tosbağalar bilinen hemen hemen her ortamda yaşadıkları için temelde tüm dünyayı etkilemektedirler. (6)

Karayipler'de deniz kaplumbağalarının yuva yaptıkları alanlarda iklim değişikliği etkisiyle kum sıcaklıklarındaki artışın yumurtadan çıkan yavruların cinsiyetlerine etkisi üstüne yapılan araştırmalarda, kaplumbağaların iki dereceden yüksek sıcaklık değişimlerinde, ısı arttıkça, ağırlıklı olarak dişi popülasyon oluşturdukları özellikle denizde yaşayan cinslerin üzerinde yapılan araştırmalarda 2100 yılında tüm yavruların % 99,86’sının dişi olacağı öngörülmüş. Tahminler, 2030 yılında yeşil kaplumbağa yavrularının yalnızca % 2,4'ünün, 2060 yılında % 1,0'inin ve 2090 yılında ise % 0,4'ünün erkek olacağını göstermektedir. (7)

Bu tablo bir türün yok oluşa gidişinin en önemli göstergesi sayılabilir.

19 Mayıs Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, Yaban Hayatı Kış Uykusuna Yatmadı başlıklı haberde önemli bir tehlikeye dikkat çekiyor: "Toprak sıcaklığı 15 derecenin üzerine çıktığı zaman kış uykusuna yatan hayvanlar uyanmaya başlar. Son dönemde tarihlerde ileri ve geriye doğru 1-1.5 aylık sarkmalar oluyor. Kış uykusunda yaşanan bu bozulma hayvanların üremelerini de etkiliyor. Kış uykusuna yatan memeli hayvanlar kış uykusundan sonra beslenip hemen üremeye geçerler. Üreme dönemleri nisan ayıyken birden mart ayı olabilir. Dolayısıyla hayvan, yavrularını besinlerin en bol olduğu dönemde büyütecekken bir ay erken olacağı için yavrularını besinin az olduğu dönemde büyütmeye uğraşacak. Hayvanların biyolojisi bozulacak" (8)

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na göre küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak için harekete geçmezsek felakete doğru daha hızlı yol alacağız. Kurumun, iklim çöküşünün, dünyadaki on iki kilit tür üzerindeki etkilerine ilişkin çalışması içerisinde kara kaplumbağaları da var.

Mitolojik anlatıların pek çoğu, dünya yaratıldığında bir kaplumbağanın sırtına yerleştirildiğinden söz ediyor. Birçok inanç kaplumbağayı kutsal hayvan sayıyor. Masallarda atasözlerinde bilgeliği sükuneti ve erdemleriyle yer alıyor. Amerikan yerlilerine göre dünyayı dengede tutan hayvan kaplumbağadır. Çin mitolojisinde hayatın ve ölümün sırrını bilir. Orta Asya’da Orhun Yazıtları taştan oyulmuş kaplumbağa heykellerinin sırtında yükselir. Kültigin ve Bilge Kaan ve Tonyukuk’ın mezar alanlarında çokça kaplumbağa heykeli bulunur.

Bu hikayede, yazları geçirdiğim Kuşadası’ndaki sitede yirmi bir tosbağa, üç kirpi ve yedi kedinin site görevlisi Mehmet Usta’nın desteğiyle hayata tutunma çabaları anlatılıyor.

Apartmanlar ve siteler yaban hayvanlarının yaşam alanlarını hızla yok ediyor. Kuşadası kötü yapılaşmaya maruz kalmış tatil beldelerinden biri. Oldukça azalmış yaban hayatı ve yeşil alanlar tehdit altında.

Kuşadası’nda yazları geçirdiğim sitenin bahçesinde on üçü yavru olmak üzere yirmi bir kaplumbağa, üç kirpi, yedi kedi, çok sayıda kumru ve dört bıldırcın insanlarla birlikte yaşıyor.

Doğal yaşam alanlarını ortadan kaldırdığımız tosbağalar balkon altındaki beton boşluklara sığınıyor. Yağışlı günlerde burada kalırlarsa boğulma riskiyle karşılaşıyorlar.

Site görevlisi Mehmet Usta tosbağalar için ayırdığı alanda bakımlarını yapıyor.

Mehmet Usta, tosbağalarla ilgilenirken site sakinlerinden Leman Aslan balkon penceresinden onları seyrediyor.

Mehmet Usta, nisan ayında kış uykusundan uyanan tosbağalara yapışan keneleri kerpetenle temizliyor. Ense ve bacaklarına yapışan keneler ölümcül hastalıklara neden oluyor. En büyük düşmanları insanlar, kartallar ve keneler. Kış ılık geçtiği için bu yıl kene popülasyonunu artmış.

Kış uykusundan yeni uyanmış tosbağalar Mehmet Usta’nın hazırladığı karışımda yıkanıyor. Su, kömür ve sabundan oluşan bu karışım keneleri uzak tutuyor.

Ters dönmüş bir kaplumbağa yüzüstü dönmeye çalışıyor. Ters kaldıkları zaman altı saatte ölüyorlar. Mehmet Usta, zaman zaman kaplumbağaları ters çevirerek yüzüstü dönme antrenmanı yaptırıyor. Bu kaplumbağa on beş dakika sonra yüzüstü dönmeyi başaracak.

Sitenin kedisi, tosbağa yuvasının girişinde etrafı kolaçan ediyor. O da tosbağaların yanına yavrulamış.

Erişkin tosbağalar sitenin bahçesindeki yuvalarında çiftleşiyor.

Mehmet Usta apartmanın en üst katındaki merdiven boşluğunda yavrular için yaptığı yuvayı tülle örtüyor. Yaklaşık bir metrekarelik cam yuvanın içi strafor, toprak ve kuru yaprakla hazırlanmış.

Mehmet Usta kış uykusuna yatırmadan önce numaralandırmak üzere tosbağaları topluyor.

Kış uykusundan önce numaralanan tosbağalar güneşleniyor. Numaralama sayesinde dışarıda kalmaları önlenecek.

Tosbağa komşum kış uykusuna yatmadan önce yeşil yapraklarla besleniyor.