Bediz Yılmaz, kompost gübrenin rengiyle, kokusuyla toprakta nasıl bir fark yarattığını gösteriyor. Pestisitler ve doğal olmayan gübreler Solinova kooperatifinin üretim alanlarında kullanılmıyor.
Toprak Dayanışması, Feyziye Yürek
Mersin, Büyükşehir niteliği taşıyan kentlerden biri. Yakın zamana kadar tarım çeşitliliğiyle, portakal ve limon bahçeleriyle bilinen bu kent çok fazla göç alması, artan yapılaşma, sanayi şehri olma ve liman faaliyetleriyle birlikte yeni bir kimliğe büründü. Günümüzde yüksek binaları, asfalt bulvarları, beton meydanlarıyla diğer büyük kentlere benzer bir görünüme sahip
Mersin’de Belediye’nin de desteğiyle kent tarımı- temiz tarım uygulamaları yapan inisiyatifler bulunuyor. Bunlardan biri SOLİNOVA Kooperatifi. SOLİNOVA’nın kurucularından Mersin Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşegül Yılgör kooperatifin adını şöyle açıklıyor:
“Soli” güneş, “nova” kadın demek. Biz güneş gibi, tarıma katkı sunmak isteyen kadınlarız.”
2020 yılında kurulan Kooperatif üretim çalışmalarına on dört kişiyle başlamış. Bu sayı dönem dönem değişiklik gösteriyor. SOLİNOVA Koopeatifi’nde her kadına bir dönümlük tarım alanı tahsis ediliyor.
Kent içinde arsası olan kişiler Mezitli Belediyesi aracılığıyla arazilerini kadın kooperatifinin ekip biçmesi için kullandırıyor. Arsa sahibine herhangi bir ödeme yapılmıyor. Belediye kooperatifin kuruluş aşamasında destek vermiş. Ekim ve satış yapılabilecek alanları temin etmiş. Tarlaların ekime hazırlanmasına, sulama sistemlerinin kurulmasına destek olmuş.
Kooperatifin ürünleri değişiklik gösteriyor. Zehirsiz tarım yoluyla üretilen sebzelerin yanı sıra salça, turşu, turunç ekşisi, tarhana gibi gıdalar da üretiliyor.
Kadınlar hangi ürünü yetiştireceklerine kendileri karar veriyor. Elde edilen gelirin maliyet dışında kalan yüzde 80’i üreticinin oluyor, yüzde 20’si ise faaliyetlerin yürütülmesi için kooperatife aktarılıyor.
SOLİNOVA’nın faaliyetleri üretimin yanı sıra, pazarlamaya, kompost gübre elde etmeye, eğitim çalışmalarına kadar uzanıyor. Çevre aktivizmi ve pazarlama sürecinin kolektif organizasyonu da dahil olmak üzere geniş bir yelpazeye sahip olan SOLİNOVA iklim krizi ve karbon ayak izi konusunda da duyarlı. İklim krizine neden olan unsurlardan sentetik gübre, melez tohum, pestisit gibi zararlıları kullanmadan, karbon ayak izini küçültüp enerji girdilerini azaltarak başka bir dünyanın mümkün olabileceğini göstermeye çalışıyorlar.
Çünkü gezegenimizde küresel ısınmayla birlikte gıda ve su krizi de büyüyor. Endüstriyel tarım ve gıda rejimi, kendini bir kalkınma ve açlıktan kurtulma vaadi olarak sunsa da sosyal ve ekolojik çelişkileri bünyesinde barındırıyor. Günümüzde sağlıklı besine giderek daha zor ulaşabiliyoruz, gıdanın kalitesi düşüyor.
Kooperatifin çalışmaları arasında yer alan, bir başka dünyanın mümkün olabileceğine dair pratikler bu nedenle önem taşıyor. SOLİNOVA kolektifinde kadınlar temiz gıda ve yaşanabilir bir dünya için toprak dayanışması gerçekleştiriyor, birlikte üretiyorlar.
Kent tarımı çalışmaları sürdüren SOLİNOVA Kooperatifİ üyelerinden Bediz Yılmaz barış imzacısı olduğu için Mersin Üniversitesi’nin Kamu Yönetimi bölümündeki görevinden ihraç edilmiş. Kent sosyolojisi, göç sosyolojisi, kent ve çevre sorunları dersleri veren Bediz Yılmaz kadınlardan oluşan SOLİNOVA Kooperatifi’ne katılmış.
Üniversitedeki görevine iadesi için açtığı dava hala devam ediyor. Bediz hoca 2016’da işten çıkarıldıktan sonra gittiği Almanya ve Fransa’da da kent tarımı çalışmaları yapmış. Ta-Tu-Ta deneyimine dahil olmuş, Buğday Derneği’nin Tohumlar Kampüse projesinde yer almış.
Bir süre önce Mersin’den ayrılarak İstanbul’da yaşamaya başlayan Bediz Yılmaz tarım faaliyetlerine Piyalepaşa Bostanları’nda devam ediyor. İnternet platformlarında ekolojik tarım, kompost çalışmaları hakkında yazılar yazıyor, panel ve konferanslarda bu deneyimlerini aktarmaya devam ediyor.